Yitik şehir “Gaziantep”

Gaziantep, sanayisi ve ticareti belli ölçülerde gelişmiş ancak eğitim, sosyal hayat ve iletişim yönünden ciddi sorunlar yaşayan, kurumsallaşamayan hatta kurumsallaşmak istemeyen yüksek sayıda şirketleri barındıran vizyonu dar bir şehir maalesef.

Bunu özellikle eğitime olan ve kişisel gelişime olan yaklaşımlarından anlamak oldukça kolay. Eleştiriye kesinlikle açık değil. Değişimden korkan ve kalıplaşmış düşünce ve körelmiş sistemlerden kafasını kaldırmaktan uzak duran, zaman zaman anlamsız, çoğunlukla yıkıcı bir yaklaşıma sahip.

Sabit bakış açısı farklı fikirleri konuşmayı ve tartışmayı mümkün kılmıyor. Açık hava hapishanesi gibi insanlar, görünmeyen zincirlerle birbirlerine bağlı, inanmadıkları hayatları yaşıyorlar. Bireysel gelişimlerinde geri kalmalarının en büyük nedenlerinden biri, kendi hayatlarından çok başkalarının hayatları üzerinde bir ilgiye sahip olmaları ve başkalarının kendi hayatları üzerindeki söylemlerine inanılmaz boyutta öncelik veriyor olmalarıdır. Kıyaslama oranı çok yüksek. Ama yeni bir adım atma cesareti, kıyaslanan şeye burun kıvıranlar için neredeyse imkansız. Başkalarının yaptığını taklit etmenin yüksek eğilimi, özgün olma cesaretini gösterememekten geliyor. Dedikodu ciddi bir sorun. 

Öyle ki, yeni şeyler üretmek yerine kısır sohbetlerde başka insanların hayatları yatırılıyor masaya. Çalışma hayatında yer alan kadın sayısı çok az. Özellikle üst düzey yönetici olarak çalışan kadın neredeyse hiç yok. Çalışma hayatında yer almayan kadınların çocuk eğitimi, ev ekonomisi ve kişisel gelişimleri konusunda da ciddi eksiklikleri ve bu eksikliklerini tamamlamaları gerektiği konusunda da bir eksiklik olduğunu görmeyen tüketim odaklı bir bakış açıları var. Başarılı ve özgün işler yapmak konusundaki en büyük sorunların başında, işi bilene değil referansı güçlü olana iş veriliyor olması geliyor. Referans gücünü ise iki taraf arasındaki arkadaşlık sohbeti belirliyor. 

Ya da kişinin nüfusu devreye giriyor. Yani kişinin yetenek ve kapasitesine göre bir iş hacmi oluşmuyor şehrimizde. Dolayısıyla kalifiye iş gücü barınamıyor. Barınsa bile kalıcı olmuyor. Çünkü bu kalifiye iş gücünü tatmin edecek kurumsallıkta sistemi olan bir çalışma düzeni yok. Sürekli belirli insanların çevresinde dönüyor ve bu döngüyü kişisel çıkarları için kırmayan körler sağırlar olayını yaşıyor şehir. 

Kral çıplak, patron hatalı, müdürüm yetersiz, başkan vasat demeye kimsenin dili varmıyor. Ama yüze gelmeyen bu ifadeler, sıklıkla kişinin olmadığı meclislerde beyan ediliyor. İnsanlar hayır demeyi bilmiyor ancak sonrasında da yaşadığı tüm baskıları hem iş hem özel hayatında ciddi bir sorun olarak yansıtıyor. Her şeyi ben bilirim havası, öğrenime ve gelişime açık olma ihtimalini yok ediyor, yeni yaklaşımlara fırsat vermiyor. 

Öğrenilmiş çaresizlik modunda insanların, düzenin değişebileceğine olan inançları neredeyse hiç yok. Aktivist yazar Ninotchka Rosca tarafından kullanılan. “Ben sahip değilsem, sen de olamazsın.”, “Ben başaramıyorsam, sen de başaramazsın.” anlayışı olan Yengeç sepeti sendromu inanılmaz yaygın. Yani insanlar birbirlerinin mutluluğundan çok mutsuzluğuna neden oluyor. Cesareti yok ediyor, girişimciliği baltalıyor.

Ego fazlalığı insanların özellikle iş verenlerin ve şehirde söz hakkı olan dernek mensuplarının gözünü kör etmiş durumda. Kontrol tutkusu, güvensizlik ve dar bakış açısı çalışma ortamının kalitesini ve çalışan kitlenin performansını düşürüyor. Profesyonel bir çalışma kültürü geliştiremiyor. Kendilerini bir lütuf gibi gören bakış açılarıyla, hizmet satın aldıkları uzmanların ya da personellerin haklarına saygı göstermekte zorlanıyorlar.

Değer sorunu yaşıyor Gaziantep…

İnsanlar gittikçe ıssızlaşıyor.

Günü kurtarmaktan öteye gidilemiyor.

Bu samimiyetsizliğin ortasında can çekişen insanların çoğu bunalıma giriyor. Çünkü gerçekten ve samimiyetten uzak bu yaklaşım insanı boğuyor, ıssızlaştırıyor. Birbirlerine güven sorunu yaşıyor insanlar. İstanbul psikolojik danışma merkezleri Gaziantep’ten gelen insanlarla dolu.

Sahte gülüşlerin ve mutlu aile pozlarının ardında çoğunlukla bir tiyatro var. Elalem baskısı diye görünmeyen bir canavar var şehirde. Herkesin şikayet ettiği ancak çoğunun da yine bu düzene göre yaşadığı ve aykırı durmak bir yana içinde olmak için çabaladığı bir düzen.

Vitrin bir şehir gibi göstermelik Gaziantep. Bireysel rekabet, kurumsal rekabetin çok önünde. Kıskançlık ve üstün gelme arzusu çok fazla. Gösteriş merakı, insanları gerçekten inanılmaz noktalara kadar götürebiliyor. Düğünlere, partilere, giyime, mücevhere, geziye, faaliyete sınırsız harcama yapan kitle, personelinin bir günlük yemek ya da sigortası ile kâr etmeye çalışıyor, eğitimi yeterince önemsemiyor ve dikkat etmiyor. Sömürgeci bir kitle var şehirde.

Her hakkıyla şehri kendilerinin sanan garip tavırlı, “Biz yerlisiyiz ve bu ailesindeniz.” diye ortada gezinen bir kitle.

Soyadı takıntısı var.
Eğitimli olmak, tarafsız iş yapmak ve profesyonellik bir değer taşımıyor.

Kontrol edemediklerini kabul edemiyor ve barındırmıyor bünyesinde. Mensubu olduğu topluluktaki kadına ya da adama gösterdiği nezaketi ve saygıyı çalışanına göstermiyor.

Eğitim hayatı ise notları balon misali şişirilmiş, anne baba ilgisizliğinde kaybolan, bakıcı ile büyüyen, mutsuz, tatminsiz ve gayesi olmayan, olsa bile istikrarlı duramayan çocuklarla, gençlerle dolu. İnanılmaz yüksek okul fiyatlarının olduğu ancak buna karşılık başarının düşük olduğu, özel okullar ve bu okullardan ve eğitimcilerinden okulun sahiplerine kadar şikayet etse de, yine aynı okuldan kötünün iyisi ve şu ailenin çocuğu oraya gidiyor bizimki de oraya gitmeli düşüncesiyle hizmet alan aileler var. Türkiye sıralamasına bakıldığı zaman sonuç belli ama Gaziantep öyle demiyor! Diğer her şey gibi…
Sorun yok!

Ne demişti İbn-i Sina; “Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir…” Bir Gaziantepli ve uzun yıllardır bu şehirde danışmanlık ve koçluk gibi zor bir mesleği yapan birisi olarak bunları yazmaktan büyük üzüntü duyuyorum.

Ancak bu gerçekleri görmezden gelerek bir yere varamayacağımız kesin.

En azından bireysel olarak üzerimize düşen vazifeyi yerine getirip hatayı önce tespit etmek, sonra bunu dile getirecek cesareti göstermek ve sorunla birlikte çözüm yolları da geliştirmeyi öğrenmek zorundayız. Mesleğinde başarılı ancak bu bahsettiğim sorunlar nedeniyle şehirden ayrılmak zorunda kalan bir çok Gaziantepli duyuyoruz.

Ve duymaya da devam edeceğiz.

Bu kayıp hepimizin. Ve bu hata da. Elinizden hiçbir şey gelmiyorsa bile en azından önce kendinize sonra da mensubu olduğunuz topluluğa dürüstçe ifade edin düşüncelerinizi.

Bu bile büyük bir fark yaratacaktır zaten. Müsade etmemek ve mücadele etme gücünü kendinizde bulmanız dileğiyle.

Yitik şehir “Gaziantep”” için 50 yorum

  1. Tamda söylemek istediklerim. Olumsuz eleştiriler yapılmış, tabiki herkesin eleştirme hakkı var ancak olumsuz eleştiri yapanlar ya gerçekten bu şehirde yaşamıyor yada sadece koca bir at gözlüğü takmış. Organize sanayide 13 yıldır mesleğimi ücra etmeye çalılıyorum kurumsal olduğunu söyleyen fabrikalarda dahil farklı bir kaç fabrikada halı ihracat bölümümde çalıştım. Her birimden çalışanlarla işim gereği bir aradayım gün boyu. Antep’in yerlisi olarak yeteri kadar çevreyede sahip biriyim malesef çok üzülerek söylüyorum ki söyledikleriniz %100 değil % 1000 doğru. Özellikle eğitim sanat kültüre verilen değer sıfır. İki insan bir araya geldiğinde konuşulan tek şey para ve diğer kişilerin dedikoduları. İki çocuk sahibiyim çocuklarımın bu şehirde yetişmesini hiç istemiyorum. Ben çocuklarımın eğitimlerine istediğim kadar önem vermeye çalışsamda malesef çocuklarım anne başkalarının anneleri senin gibi yapmıyor diyor ve beni anlayacak yaşta değiller. Kültürel olaylar bile sadece instagramda hikayelerde paylaşmak için. Çocuğum öyle güzel kitap okuyorduki okuldaki tüm arkadaşlarıntarafından dışlanınca bıraktı şimdi onların baskısı üzre tlf oyunlarına merak sardı. Kimse kendini geliştirmeye gayret etmediği gibi sizinde geliştirmenize izin vermiyorlar.

    Liked by 1 kişi

    1. Merhaba. Yazdığınız her şeyin altını çizip paylaşmak isterim. Ben de Gaziantep’ ye yasamiyorum artık
      İş için değil de evlilikle kaçtım burdan . Her şey üstüme üstüme geliyordu. Lisans mezunuyum ve tüm bu söylediklerinizi ben her iş gorusmesinde yaşadım. Hatta hiç unutmadigim bir olay var ki; ingbakin iş gorusmesinde yasadim bunu.saaatlerce bekledik ve sırf dış görünüşü daha cesur, dili tam bir mahalle ağzı birini seçtiler . O günden sonra iş aradı. maaşı az olmasına rağmen ücretli öğretmenlik yaptım çünkü orda gercekten işimi yaptığımı hissediyordum. Evet herkes sizi eleştirme hakkına sahip olduğunu düşünür. Ben Lise biri, Adana’da okudum sonra Antep’e geldim.bana Adana’da doktor olursun deniliyordu Antep’e geldim berbat bir lise vasat öğrenciler vs vs. İşletme okudum . Şuan gel deseler gidp Antep’ te yaşamak istemiyorum. Benim için dedikoduve bencillik şehri Antep.sen okudun da ne oldun,tek duyduğum bu .okumak sadece meslek sahibi olmak için değil ya biraz kendinizi geliştirmek için okur insan .

      Liked by 1 kişi

      1. Yerinde bir durum tesbiti olmuş
        bu durumun farkına varıp kendini gelişimine özen gösterip çocuklarının ve çevrenin de farkındalık göstermesini isterken dışlanma durumunda kalıyorsun öz yurdunda garip kalıyorsun bu şehirden insanlarından uzaklaşmak tek çaren oluyor
        Uzun süredir iş hayatında aynı yerde çalışıyorum ama kariyerim de bir değişiklik olmuyor çünkü kurumsallaşmak isteyen kadınların istihdamına önem veren (!) Gibi görünen bir yerde çalışıyorum değişen hiçbirşey yok

        Liked by 1 kişi

  2. Tespitleriniz çok yerinde hatta incitmemek adına yumuşatılmış bile denilebilir. Gaziantepli bir eğitimci olarak yazınıza katılmamak elde değil, ancak Gaziantep’i yöneten insanlarında bu çorbada tuzu olduğuna inanıyorum.

    Liked by 1 kişi

    1. Kesinlikle çok doğru ve yerinde tespitler. Bende bir Gaziantepli olup, yıllarca farklı şehirlerde yaşadıktan sonra tekrar Gaziantep’e dönmüş birisiyim. Ama burada yazılanları birebir yaşamış ve yaşayan bir antepli olarak hala mücadele ediyorum. Ama son zamanlarda boşa uğraştığımı ve bırakıp gitmeyi ciddi ciddi düşünüyorum.
      Ülkemizin önemli bir sorunu insanların birbirlerini dinlememeleridir. Fakat bu sorun Gaziantepte o kadar ileri bir boyutta ki herkes kendisi konuşmak istiyor ve hicbir şekilde kimseyi dinlemiyor.
      Birde insanlar çok saygısız. Sanıyorum göç ve mültecilerinde bu konuda olumsuz anlamda çok etkileri var.

      Liked by 1 kişi

      1. Fulya hanım tek kelimeyle muhteşemsin tesbitler 100yüz eğitim 0,sıfır dedikodu 100 yüz çalışan insanın sayısı 500 kişi diyelim 50tl nasıl keserim düşüncesi yerleşmiş ilginç olanda gecde iki tirlyon kazanç var ❓

        Liked by 1 kişi

    1. Kesinlikle Yazar Fulya hanım 10 numara 5 yıldız bir yazı yazmış her harfi gerçek ne yazık ki Antep çözümsüz ve değişmez üzülerek söylüyorum ve içim yanıyor kızımın büyümesini bekliyorum bu şehirde 1 saniye bile kalmak istemiyorum hayatımı bitirip ziyan ettiler dar bakış açıları,köhnemiş zihniyetleri ile hele bir de dulsanız bu şehirde adınız o…dur,2.elsiniz ve hemen etiketlenirsiniz herkes sizi potansiyel tehlike görür eşi için ve evine almaz en yakın akrabalarınız dostlarınız bile kapılar bir bir kapanır suratınıza yalnız kalırsınız acılar içinde…eyvah eyvah yazacak çok şey var sözün bittiği yerdeyim o nedenle yazımı bitireyim.

      Liked by 1 kişi

  3. Is adamlari hakkinda soylediklerinize katiliyorum lakin bu sehrin vatandaslari yeniliklere acik hosgorulu misafirperver eli gonlu acik insanlardir sanirim size denk gelenlerle butun bir sehir halkini ayni kefeye koymak uygun bir davranis degildir hele ki su son zamanlarda multecinin en cok oldugu bir sehir ve ustune pahalilik issizlik herkes gecim derdine dusmus ve sinirli bir sekilde dolanirken bu yaziyla pek hos olmamis suan herkes pimi cekilmis bomba gibi dolaniyor daha oncesinde sehir halki yemeyi yedirmeyi gezmeyi seven insanlardir

    Beğen

    1. Gaziantep kendi öz kültürüne dönmek istese bile dönemez çünkü aşırı göç alan bir şehir göç aldığı için sürekli kültür çakışması yaşıyor buda toplumda dağınıklığa sebeb oluyor

      Liked by 1 kişi

  4. Helal olsun
    Uzun süre başka illerde yaşayan bir Gaziantepli olarak , şehrin sosyal hayatının kanayan yaralarını doktor gibi tespit etmişsiniz
    Size kötü cevap verenlere aldırış etmeyin çünkü onlar yazdığınız makaledeki kişiler , böyle cevap vermeleri gayet normal

    Liked by 1 kişi

  5. muhteşem bir yazı Gaziantep’li olarak gurur duydum yazıyı yeni gördüm ancak gerçek bir entelektüel bunu yazabilir ve şunu ekleyeyim Gaziantep’in sanayici yönetici ve özellikle siyasetçileri de dahil şehrin yüzde 99 u size hakaret edip suçlayacak ve bu yazdıklarınızı hiç bir zaman anlamayacak, ama o anlayacak olanlar bile çok şeyi değiştirebilir,ben 33 yaşındayım ve sizin bu yazdıklarınıza yürekten katılıyorum Antep trajedidir,ve siz buna ışık tutmuşsunuz 🙏🙏🙏

    Liked by 1 kişi

    1. Burada Don Kişotlar’ın da olduğunu görmek güzel gerçekten, insana geleceğe dair umut veriyor, o kadar derin bir güç,çıkar,gösteriş,cehalet denkleminde kalmış ki şehrimiz, kendisini kurtarması çok zor, ama imkansız değil.

      Liked by 1 kişi

  6. Anlaşılan hanımefendi koronada sosyal medyada icat olan meslekler konusunda Gaziantepte pek müşteri bulamamış ya da bir iş kapısı yüzüne kapanmış olmalı ki acısını bu yazısında çıkarmaya çalışıyor. Çevreniz de gördüklerinizi veya maruz kaldıklarını toplumun bütününe yansıtmanız pek hoş olmamış. Sosyal medyada takipçiniz mi az acaba bu şekilde bir üslupla…
    Son sözü de sizin söyleminizle bitirelim…..
    “İstanbul psikolojik danışma merkezleri Gaziantepten gelen insanlarla dolu”

    Beğen

    1. Anlaşılan beyefendi yazının yayınlanma tarihini bilmeden saldırma içgüdüsüyle iftira atmaya çalışıyor.
      Gaziantepli bir yazar ve yönetim danışmanı olarak doğduğum büyüdüğüm yaşadığım ve çalıştığım şehri eğrisiyle doğrusuyla bilecek kadar deneyime sahibim. Sosyal medya takipçim şehirde bu fikirlerimi bilerek beni seven ve sayanların yanında az bile çok şükür.
      Son sözü ise yazımda da kullandığım Ibn-i Sina’nın sözüyle bitirelim…
      ” Hiçkimse görmek istemeyen kadar kör değildir!”

      Beğen

  7. Özellikle insanının tahammülsüzlüğü, her an patlamaya hazır bomba gibi dolaşan insanları, plansız göçmen sorunu, aşırı pahalılığı, çarpık kentleşmesi, trafikte saygısızlığı, Gaziantep’ i çocukluğumuzun güzel, neşeli şehri olmaktan çok uzaklaştırdı. Bu durumu şehir dışı ziyaretlerimde iliklerime kadar hissetme şansım oldu.
    Yazınızda, lüks yaşam ve şatafat için elini cebine atmaktan sakınmayan ancak mesele işçisini doyurmak olduğu zaman cebine akrep düşen iş adamlarımızın varlığına değinmeniz, gerçekten benim de içimi kanatan bir nokta oldu. Yazınız ve farkındalığınız için teşekkür ederiz.
    Biz gazianteplilere düşen, bu yazıda yazılanları, cahiliye devrindeki insanlar gibi körü körüne reddetmeyip; tam aksine, bize düşen kıssadan hisseyi almaktır.

    Liked by 1 kişi

  8. Siz daha doğuya gitmemişsiniz galiba medeniyetler şehri diye geçiyor farkındaysanız ve birçok doğu iline göre medeni bir şehirdir. Kadınlarında az çok söz sahibi olduğu bir şehirdir ayrıca okuyana da değer verilir. Tabiki hataları yanlışları var her yerde olduğu gibi hangi ülke ya da şehir dört dörtlük ki sanayi ve ticaret konusuna gelince ülke genelinde ilk siralarda yer alan bir sehiriz arastirmalariniz eksik ve yetersiz geldi benim için bende antepli olarak konuşuyorum istanbulda üniversite okumuş biri olarak herkesi aynı kefeye koyamazsınız

    Beğen

    1. Gaziantepli bir yazar ve yönetim danışmanı olarak şehrimi eksileriyle artılarıyla olduğu gibi kabul ederek emek ortaya koymayı, överek uyutmaktan ziyade eleştirerek uyandırmayı tercih ediyorum. Her şehrin karakteristik bir yapısı vardır. Bu da bizim şehrimizin yapısıdır. Bu şehirde yaşayıp çalışan ve unv okuyan birisi olarak bunu deneyimleyecek fazlasıyla birikimim oldu. Size de farkındalık diliyorum.

      Beğen

    1. Tebrik ediyorum Gaziantep e dışarıdan gelin gelmiş daha öncesinde sosyal hayatı canlı eğitimi ilk sırada önemli gören biri olarak 6yıldır bu konularda inanılmaz büyük bir sıkıntı yaşıyor ancak kimseye derdimi anlatamıyorum. Bu vb sıkıntılar yüzünden hastalıklarla mücadele etmek zorunda kaldım çünkü alışamadım alışamıyorum Kadınlar için belli kalıplaşmış görevler var ve görevlerin dışına çıkılması büyük sorun eğitim hayatına taş konulmuş kadınların genç kızların sırf bu yüzden oğlum olsun çünkü bu şartlarda benim kızımı da okutmazlar diye dua etmişliğim var giyiminden saçlarını nasıl topladığına varana kadar herkes söz sahibi senin üzerinde gösteriş çok önemli erkek çocuk çok önemli ama gelin hep birilerinin isteklerini yapmak birilerini dinlemek zorunda aksi takdirde hoşgeldin sıkıntılı günler farklı şehirden gelip burada okuyan kaç kişi ile görüştüysem hep aynı şikayetler ha iyi yanları yok mu elbette var mesela belediyeciliği çok iyi bana göre ama yine de dilerim bir gün bu şehirden giderim ve çocuklarımı bu dar kalıplar içimde büyütmek zorunda kalmam daha fazla

      Liked by 1 kişi

  9. Sayın hocam sizinle buradan değil yüz yüze bu ifadelerinizle ilgili tartışmak (Türkçe dil bilgisi anlamıyla) isterdim bence sizde dar bir çerçeve çizmişsiniz dar bir kesimi genellemişsiniz kadınların iş hayatına da değinmişsiniz bu genel bir sorun değil mi yine dedikoduya değinmişsiniz yine buda genel bir sorun değil mi siz anlaşılan farklı bir şehirde yaşamamış veya yaşadıysanız o şehri gözlemlemişsiniz ya da en kötüsü yazmak için yazmışsınız gibi yapmayın maden böyle iyileştirici çözümler yazın sizde şuan sadece eleştiri yapmıyor musunuz???

    Beğen

    1. Her şehrin karakteristik bir yapısı vardır. Bu da Gaziantep’in yapısıdır.
      Naif olmak, girişken olmak, soğukkanlı olmak vb sıfatlar da insana dair özelliklerdir.
      Ancak herkes de bulunmaz.
      Çünkü her bireyin özellikleri farklıdır.
      Bir Gaziantepli olarak büyüdüğüm, okuduğum, çalıştığım şehrimi de çeşitli yönlerden deneyimleyecek kadar çok girişimim ve çalışmam oldu.
      Kolay kolay özeleştiri yapamayan bir toplumda hataları ve zayıf yönleri tespit edip ifade etmek, eleştirmek bile büyük cesaret gerektirirken, bu cesareti gösteren insanlara savunma yapar ya da saldırır gibi tepkiler veren bir kitlenin azımsanmayacak kadar çok olduğu bir şehirde bu yazı bir devrimdir.
      Yazının eleştirdiği her şeyin çözümü de sonunda yer almaktadır.
      Ama daha detaylı okumak isterseniz bu yazıya ek olarak “Yitik şehrin ardından” başlıklı yazıyı da okuyabilirsiniz.
      İyi okumalar

      Beğen

  10. Fulya hanım;evet kurdugunuz cümlelerde doğruluk payı var.bizler iyisiyle kötüsüyle Gaziantep liyiz. Bu topraklar bizlere atalarımızdan ve dedelerimizden bir mirastır. Asıl mevzu yanlışları dile getirmekten çok düzeltmek için verdiğimiz mücadeledir. O yüzden sizi klavye başında değil meydanlarda insanların yanında görmek isteriz o zaman anlarız bizlerde amacınız eleştirmek mi yoksa değiştirmek mi? Buyurun meydanlarda sizi bekliyoruz,klavye başında verdiğiniz çabayı oluşan algıyı değiştirmekte kullanırsanız size minnettar bir gençlik yetiştirirsiniz. Başarılar diliyorum…

    Beğen

    1. Bilal bey bir yanlışı düzeltmenin ilk aşaması herkes başını kuma gömerken yanlışa yanlış diyebilmektir.
      Gerçekleri yazabilmektir.
      Bir yazarın görevi budur.
      Meydanlarda ne yapmamı bekliyorsunuz bilemedim ama ben üzerime düşenden fazlasını zaten yapıyorum.
      Siz de bir şeyler yapmaya başlayabilirsiniz.

      Beğen

      1. Tam da bu sebeplerden kurumsalım diyen firmamdan ayrıldım. Dilinize kaleminize sağlık çok güzel analiz etmişsiniz insanımızı.

        Liked by 1 kişi

  11. Objektiflikten uzak tamamen kendi bakış açınızdan yaşadığınız tecrübelerle kaleme alınmış bir yazı. Bu sorunlar yok demiyorum. Evet, eğitim seviyesinde malesef geride, sanayileşmenin ve de coğrafi konumu nedeniylede ani bir nüfüs artışı yaşaması gibi olumsuz yanlarıda taşıyan bir şehir olduğu doğrudur. Ancak yurt içi ve dışında bir çok şehir gezdim ve de bu yazılanların abartı olduğunu düşünmüyor biliyorum. Bu yazılanların hepsi diğer illerde olduğu kadar vardır size fazla gelmesinin nedeni nüfusun ve kültürel farklılığında fazla olduğunu göz ardı etmeniz. Yapıcı ve yıkıcı eleştirinin dozunu tutturmak gerek.

    Beğen

    1. Her şehirde bazı ortak özellikler olmak şartıyla yine her şehrin karakteristik bir yapısı vardır. Gaziantepli birisi olarak şehrimin eksikleriyle yüzleşmeyen zihniyetin kimseye faydası değil fazlasıyla zararı olduğu kanısındayım. Tabii ki benim bakış açım, yıllardır şehrimde her alanda danışmanlık ve koçluk yapmış bir uzman olarak bana ait fikirler…Sevgiler

      Beğen

  12. Eğitimli insanlara bakış açısı konusunda güzel ve doğru tespit yapmışsınız mesela….

    Beğen

  13. Fulya hanım sanayi ve Ticaret belli ölçülerde gelişmiş demişsiniz. Sizn Gaziantep sanayisinden malesef bihaber olduğunuz cok acık. Önce sanayi konusunu bir araştırıp düzeltin diğer bahsettikleri ise ise ayrıca cep verelim insallah.. Eleştirmek güzeldir ancak gerçek dışı boş laflar inanın sadece bugünde şunu yazayım da maksat hasıl olsunlar zırnık öte geçmez. Gaziantep İstanbulda sonra Türkiye’nin Lokomotifidir…. İyi araştırmalar

    Beğen

    1. Hakkı bey ben 10 yılı aşkın süredir Gaziantep sanayisinde yoğun olarak çalışmaktayım.
      Size at gözlüğünüzü çıkarmanızı ve bana cevap yetiştirmek üzere değil yazıda bahsi geçen konuları tarafsız bir şekilde araştırmak üzere enerjinizi harcamanızı tavsiye ederim. İyi farkındalıklar diliyorum.

      Beğen

  14. Merhaba, Malesef baktiginiz pencere tozlanmis epey zamandan beride silinmemis resim size oyle gorunuyor sizin bir sucunuz yok tabiki baktiginiz pencerenin yönu o Gelelim GaziAntep e burada dogdum ben sokaklarinda kosup oynadigim dar ve eski dehlizlerinde insani insanligi gordum öyle özel bir sehirki burasi büyülü sanki baklavanin agzindaki tadi gibi sicacik samimi insanlari, Bir güler yüze bir ellerine saglik sozune mutlu olan calisanlarin ve calisma askini Sanati bu kadar yüksek yasayan ve dunyaya bile ornek gosterilen sehir sehir insan demek aslinda cocuklugum o meshur Mennan ustanin yaninda gecti bana calismayi sevdirdi bana vazgecmemeyi sevdirdi Sonra dedem Mevluthandi o guzel sesiyle Gazellerle Sevmeyi Sevdirdi Ask i sevdirdi eger heybenizde sevgi yoksa hocam baktiginiz dal kuru gorunur gozune yureginde sevgi varsa hayatin renklerini icinde yasarsin pencereyi degistrip yeniden bakin Ama ben bu sehire asigim insanina samimiyetine safligina temizligine

    Beğen

    1. Keşke tozlu bakış açısıyla gerçekleri gören eleştirel bakış açısını karıştırmadan çok sevenin yani “dostun acı söylediği gerçeği” ile överek uyutanlara inat eleştirerek uyandırma çabasında olanlara biraz daha anlayışlı ve saygılı yaklaşabilseniz.
      Ama sizin suçunuz yok.
      Ben fazla gerçekçiyim.

      Beğen

    2. Fulya hanım;evet kurdugunuz cümlelerde doğruluk payı var.bizler iyisiyle kötüsüyle Gaziantep liyiz. Bu topraklar bizlere atalarımızdan ve dedelerimizden bir mirastır. Asıl mevzu yanlışları dile getirmekten çok düzeltmek için verdiğimiz mücadeledir. O yüzden sizi klavye başında değil meydanlarda insanların yanında görmek isteriz o zaman anlarız bizlerde amacınız eleştirmek mi yoksa değiştirmek mi? Buyurun meydanlarda sizi bekliyoruz,klavye başında verdiğiniz çabayı oluşan algıyı değiştirmekte kullanırsanız size minnettar bir gençlik yetiştirirsiniz. Başarılar diliyorum…

      Beğen

  15. Selam,
    Tesbitlerini büyük bir dikkatle ve ilgi ile okudum. Özelde G.Antep için yazdiklariniz ve gördüğünüz eksiklikler, yetersizlikler bence tüm ülke geneli için de geçerli. 3 yıldır Türkiye’de yaşamaya ve ayak uydurup benimsemeye çalıştığım mevcut yaşam şekli tam bir deli saçması. Yeryüzünde ancak barbar kaavimlerde görülebilecek boş gurur ve “ben ettim oldu” düşüncesinin hakim olduğu bu aklı az kullanan yığınların içinde yasamakuyum sağlamak olanaksız. Mevcut kurulu sistemin bir ürünü olan genç nesiller bile daha şimdiden kaybedilmiş bir geleceğin en bariz göstergesi.
    Bırak sarhoş yıkıldığı yerde kalsın.
    Esenlik ve barış ile,

    Liked by 1 kişi

  16. İnanın tüm samimi yetimle söylüyor um tam Kayseri hiç gram şaşmaz ve hakikat olarak yazılmış Antep ismini çıkar Kayseri yaz oldu bu iş biiz yirlisiyik diye başlar söze aman aman nasıl cuk diye oturuyor taşlar

    Liked by 1 kişi

    1. Fulya hanım yüreğinize emeğinize kaleminize sağlık duygularıma tercüman olduğunuz için. Yazdığınızı pek fazla kişi okusada anlamaz bu şehrin en tepesindekilerde, hatta bu ülkenin diyelim.

      Liked by 1 kişi

Yorum bırakın