Her insanın bu dünyaya bir geliş amacı vardır. Kimisi bu amacı bulur ve yola devam eder.
Kimisi bu amacı bulamaz ve kaybolur.
İnsanın yaşadığı tüm sorunların temelinde kendini doğru tanıyamamak yatar.
İş seçerken,
Eş seçerken,
Dost seçerken,
Ortak seçerken,
Kısaca tüm seçimlerinde.
Kendini, potansiyelini ve limitlerini bilmeyen kişi için hayat, sürekli kısır döngüler içinde geçen bir deneme yanılma tahtasına dönüşür.
Gerçekte kim olduğu ve kim olduğunu sandığı ikilemi arasında gel gitler ile kendini tamamlayamamış olmanın huzursuzluğunu yaşar.
Koçluk ve hakikat aynası size sadece gerçeği sunar. Ne bir eksik, ne bir fazla. Kimsen o. Kim değilsen o. Bir Şahin motoru ile kendini Ferrari sananlar…
Bir Ferrari motoru ile bir Şahin olduğuna inandırılanlar… 50 km’lik kapasite ile 100 km’lik yola çıkanlar…
100 km’lik depo ile 50 km’lik yola ulaşamayanlar…
Gerçek ile yüzleşmekten korkanlar…
Gerçeği arayıp duranlar… Uyananlar.
Uyanamayanlar. Farkında olanlar.
Farkında olmayanlar.
Kim olduğunu keşfet ve bırak hayat senin için aksın.
Unutma; sana sadece gerçeği vadedebilirim.
O kapıdan girdin mi asla geri-dönüş yoktur.
Ve hayatının hangi döneminde olursan ol, asla geç değildir.
Düşün ve sorgulamaya başla.
Olduğunu düşündüğün kişi, gerçekte olan mı aslında?

Hayatın şifresini çözmek AN meselesidir, eğer ki arıyorsan gerçeği.
Belki bir insan ile…
Belki bir olay ile…
Belki bir yer ile…
Belki bir kayıp ile…
Belki bir acı ile.
Eğer ki kalabalıkların içinde ait olamıyorsan bir yerlere, ya da henüz aitlik kavramının hakkını veren bir düzene rast gelmemiş ise varlığın, ihtiyacın olan şey doğru algılamaktır kodlarını hayatın.
Hayat bir formüldür.
İnsanlar ise bir anahtar.
Uyanmak için mücadele eden, sıradan insanlar gibi var olma eyleminden öteye geçen insanlar, deneyimler gerçeği sadece.
Keşif risktir.
Keşif uzun bir yolculuktur.
Keşif maceradır.
Ve keşif, doygunluğun ulaştığı masmavi bir huzurdur.
Çok zor görünen her şeyin aslında ne denli basit olduğunu algılamaktır.
Ve çok basit olduğunu düşündüğünüz her şeye bambaşka açılardan bakmaktır.
Nedensiz tek bir yaprağın bile düşmediğini anladığınız bir sonbaharda yaşamaktır.
Güneşin ruhunuzu yaktığı bir yaz mevsiminde kana kana su içmektir.
Bembeyaz sınırsızlığı ile algılarınızı zorlayan karlı bir ovada zihninizi kavramaktır.
Ve tüm doğanın bir tılsım gibi uyumlu ahenginde uyandığı bir ilkbaharda yeniden doğmaktır.
Seni bu yolculukta dar geçitler ardında bekleyen muazzam bir hakikat serüveni vardır.
Hayat, sadece kendini keşfetme cesaretini gösterenlere açar kapılarını.
Hayat, sadece arayan insanlar için sunar cevaplarını.
Ve hayat sadece onu yaşamak isteyenler için sağlar tüm olanaklarını.
Diğerlerininki ise varlık göstermenin çeşitli halleridir.
Yaşadıklarını sanırlar. Yanılırlar… Yanılanlardan olmamanız dileğiyle.
Kahin sorar;
Şunun anlamını biliyor musun? -nosce temet-
Latince.
Kendini bil, demek.
Sana küçük bir sır vereceğim.
O kişi olmak, aşık olmak gibi bir şeydir.
Kimse sana aşık olduğunu söyleyemez.
Sadece sen bilirsin.
Her şeyinle.
Tüm bedeninle.

Kim olduğunu bilmek istiyorsan eğer, kim olmadığını öğren önce, bu her şeye değer…. Yaklaş biraz aynaya ve sor hakikat aşkıyla. Sana seni hediye eden yansımalarda keşfet ruhunu gizli patikalarda. Her şey seninle başlar nasılsa, hayat bekler sen sakın durma…
Yoğun deneyimlerim sonucunda geliştirmiş olduğum İngilizce Yaşam ve Kariyer Koçluğu Programı ile artık İzmir ve İstanbul için de başvuruları kabul etmekteyim.
Türkiye’deki en büyük sorunların başında gelen kariyer sahibi insanların yaşamış olduğu yabancı dil öğrenme sorununa farklı bir bakış açısıyla yaklaşarak hazırladığım bu program yoğun iş hayatı içinde bulunan iş insanlarını kapsamaktadır.
Aynı zamanda özel hayat ve kariyer hayatı arasındaki denge sorununu çözmek, kişinin kendini doğru tanımasını sağlayarak yüksek farkındalık kazanması ve bununla birlikte doğru seçimler yapabilmesi için kariyer planlama ve yönetimi konusunda da destek sağlamak adına özel olarak tasarlanmış bu program kişinin hem yabancı dilini geliştirmesine hem de aynı zamanda Kariyer ve Yaşam Koçluğu alabilmesine olanak sağlıyor.
Deneyimlerim bana insanların yabancı dil öğrenme sorununun sadece dilbilgisi ağırlıklı bir öğretimden ya da zaman yönetimi sorunundan veyahut dili ne kadar oranda öğrenmesi gerektiğine doğru karar verememesi yani ihtiyaç analizini doğru yapamamasından ve bireysel farklılıkların neden olduğu öğrenme zorluğundan vb benzer durumlardan değil toplum baskısından ve başkaları tarafından dili konuşma biçiminin eleştirilmesine olan korkudan da kaynaklandığını gösteriyor.
Dolayısıyla kişinin bu sürece önce psikolojik olarak hazır olması ve doğru motive edilmesi gerekiyor.
Doğru motivasyon kaynağı seçtiğimiz her bir danışanım ve öğrencim süreci daha rahat ve hızlı atlatıyor.
Özellikle yetişkin grubunda uzmanlaştığım bu süreçte insanlar dili günlük sorunları ve çözüm yollarına dair birlikte düşünüp fikir üreterek konuştuğumuz zaman daha rahat ve yüksek motivasyon ile ilerletiyor.
Türkiye’de İLK ve TEK olan yıllardır kendi şehrimde keyifle uyguladığım bu programı sizlerle paylaşmaktan ve artık İstanbul İzmir gibi şehirlerinde takvimimde yer aldığını belirtmekten büyük mutluluk duyuyorum.
Bu keyifli ve aktif programla tanışmanız dileğiyle.

Her şeyden önce şunu belirtmeliyim ki; Koç asla klinik vakalarla ilgilenmez.
Koç, ruhen ve zihnen sağlıklı bir bireyin yaşam kalitesini arttırmasına ve mümkün olabildiğince tatmin olabilmesini sağlayacak bir farkındalığa ulaşmasına yardım eder. Bunun için motive edici ve yönlendirici bir çalışma programı hazırlar.
Doğru sorularla kişiyi düşünmeye iter. Kişinin kendini doğru tanımasını sağlayarak doğru seçimler yapmasına yardımcı olur. Yani amaç kişinin kendi potansiyelini keşfetme ve bu keşif süreciyle birlikte artan farkındalığıyla hayatını etkin programlama sürecini gerçekleştirmektir.
Koçinin(koçluk alan kişi)en yüksek potansiyele ulaşabilmesi için önceliklerini doğru tespit etmesinde aktif rol oynar.Çünkü kişinin yaşam kalitesi farkındalık düzeyi ile doğru orantılıdır.Dolayısıyla kim olduğunu ve kim olmadığını bilen insan ne istediğini ve ne istemediğini de bilir.Kendini bilerek yaşayan insan, yaşamış sayılır.
“Ne yöne gidersen git- Doğu, Batı, Kuzey ya da Güney – çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün.Kendi içine yolculuk eden kişi sonunda arzı dolaşır”diyen Şems koçluk tarihinin en güzel örneği olarak Mevlana’ya kendi içindeki potansiyeli keşfetmesinde aracılık etmiştir. Şems,koçların yaptığı gibi, Mevlana’ya gideceği yolu değil, o yolu nasıl gitmesi gerektiğini göstermiştir aslında.
Koç ne yapman gerektiğini söyleyen bir akıl tüccarı değildir. Koç sana kendi aklını kullanarak kendi kararlarını alman noktasında farkındalık sağlar.
Koç sana yeteneklerini daha etkin kullanman için birkaç kişisel araştırma sonrası yol haritası hazırlayan bir rehberdir.
Mutluluk kişinin kendi iç dünyasında başlar. Kendi ışığını yakmasını öğrenen el ateş tutmaz karanlıkta. Koç, kişinin kendi ışığını keşfetmesini ve dış bağımlılıklara olan ihtiyacını ortadan kaldırmasını sağlar.
Koçluğu kimler almalı?
▪Hayatında farkındalık yaratarak yaşam kalitesini arttırmak isteyenler
▪Sahip oldukları hayat karmaşasından rahatsız olanlar
▪Değişim ve yenilik isteyenler
▪Hedef belirlemede ve hayatlarını planlamakta zorluk çekenler
▪Seçimleri ve beklentileri arasında fark olanlar
▪Kariyerini geliştirmek veya değiştirmek isteyenler
▪İletişim sorunu ve her türlü ilişki problemi olanlar