‘Duygu’suzlaşan toplumun iki yüzlü tutumu

Paran kadar konuş toplumunun hoyrat varoluşunda vicdanın kadar yaşa toplumunun duaları ile büyük bir sınavdan geçmekteyiz.

Ahiretini ve insanlığını unutmuş, sakız ağızlı kelimelik maneviyatlıların basitleştirdiği bir toplumda değerler darbesi yemiş, can cekişmekte olan kurbanlık bir koyun misali can derdine düşmüşüz.


Bir yanda insan kalmak için mücadele eden suretlerin, paranın hükümdarlığı ile kolaycılığı ve değerleri satanlara karşı gösterdiği çaba, bir yanda kul köle yaratmak için hep bencilerin, kökten unuttukları insanlıkları ile dünyevi hayata daldıkları aşkla hükmetme çabasında ortaya koyduğu yıkıcı tavırların simgesi kirli para!

Bir yanda hak adalet savunucusu yüreklerin millete ses olmaya çalıştığı, eşitlik arayışındaki çırpınışlar, bir yanda kirli hesaplara ruhunu satmışların hayatları kararttığı bitmek bilmeyen hırslar…

Bu kirli algılar ülkeme de şehrime de zarar…
Lakin kimi insanların şehrimde de ülkemde de bambaşka hesapları var.

Evvela herkese mutlaka gerek vicdan ve ar, sonrasında ise ‘insan’ olarak hakikati konuşmaya boynumuzun borcu var!

Bu yitik şehir Gaziantep’in daha çok yitirecek değeri var, hakikatli olmaz ise cebi paralılar, arkası makamlılar ve dilsiz şeytanlar.

Unutmayınız ki; Hak, insanı elbet bir gün yerinde ağırlar.

Akıllı olan girmez hakikat ile güç yarışına.
Zira herkesten büyük Allah ve saati gelince tek tek hesap soracağı keskin adaleti var.
Burada kimi terazisi bozuk yerde geçse bile kirli kağıtlar, hak karşısında terbiye edilmiş kebaba dönecekler o kimi paralılar.

Zaten mangalı harlamaya biriktirdikleri epey bir günah var!
Onun için zararın neresinden dönseler, o kadar kâr.

Bir çocuk ölür.
Bin yalan doğurur bu kimi vicdansızlar.
Amaç sadece yitip giden bir masumiyet üzerinden kendilerini kurtarmaktır, o kadar!

Çocuk eğer zengin ise çocuktur!
Fakir ise değeri yoktur.

Erkek ise indirimi, kadın ise bindireni çoktur!

Yüreği kirli, zihniyeti bozuk insan müsveddelerinin namusu aradığı tek yer kadının vücududur.
Her bir kadın cinayetinde, öldürmek gibi affı olmayan, kul hakkına girilen bir caniliği namus oyunlarıyla kadının iffetsizliğine kesmek ise bu yobazların en belirgin huyudur.

Oysa ki; sapıklıkları ve sayısız kez ardına düştükleri uçkur sevdalarıyla alışmış kudurmuştan beterdir misali kendilerinden büyük namussuz köçek yoktur!
Bu pis gerçeği bilip de susan çoktur.
Erkek yapınca elinin kiri, kadın yapınca kaşarın önde gideni diyenlerden ise daha ahlaksız iki yüzlü bulmak zordur.

Katil katildir, hırsız hırsız…
Dayısı olmazsa yıldız, soyadı olursa sıfırsız.
Katil insandır, hırsız arsız…
Dayısı olursa yıldız, soyadı olmazsa sıfırsız!


Kaç unvanlı isimle dolaşırsa dolaşsın insan, millete samimi olmazsa alaşağı olur bir an!

Hiçbir politika oyunu üstün değildir halktan!
Halk olmasa nefesi kokar açlıktan.
Sifli sifli durmamalı haksızlık karşısında tek bir an.
Mazlumun yanında durmaktır o makamlıların varlığını esas kılan!
Ey yüksek yüksek makamlı, halkın vicdanı ile bir gitmez ise duan, hazırdır iki cihan için de bedduan.

Ticaretin üstünlüğüne inanarak gemisini yürüten, paranın kölesi olmuş dilsiz şeytan tüccarlardan ne kendilerine hayır gelir ne de millete, olurlar en sonunda bu bozuk düzene onlar da bir kurban!

Besledikleri elalem yılanı ile boğulacaklar sıra kendilerine ve çıkarlarına geldiği an.
Uzun vadede hiç kimse fayda görmez bu iki yüzlü tutumdan.
Allah bir bir verir, bin bin çıkarır haksızlığa susandan…
Bu kötü kibre ve nefse daha fazla kapılmadan, dönmeli yanlış hesaplardan ve ilerlemeli doğru yoldan şaşmadan.

Kulağınıza küpe olsun bu söz Pir Sultan Abdal’dan;
“Cehennem dediğin dal, odun yoktur. Herkes ateşini kendi götürür buradan. “