Kalıplarınıza karnım tok benim!
Kim demiş 30 yaşında böyle,
40 yaşında şöyle, 50 yaşında öyle… Yok efendim 60 yaşında kim kala kim öle!
Yemişim ben böyle anlamsız düzenin saçma sapan baskıcı kurallarını.
İçimdeki çocukla da, ergenle de istediğim gibi yaşarım yüreğimden geldiği gibi delice.
Banane başkasının bastonundan!
Sanane başkasının saksofonundan!
Kim nasıl mutluysa, söylesin bi hayat oradan.
Amaaaann canım, milletin ayıplaması da, fısıldaması da, kıkırdaması da sanki çok da umurumda.
Sordum mu ki ben bir şey onlara?
Kendi kendime,kendine has dünyamda döner dururum, herkes kendi yoluna.
Kim demiş 30 yaşında böyle,
40 yaşında şöyle, 50 yaşında öyle… yok efendim 60 yaşında kim kala kim öle!
Bas oradan yüksekten bir nota, bırak içindeki seni ortaya.
Banane başkasının koltuğundan,
Sanane başkasının korkusundan,
Kim nasıl mutluysa söylesin bir hayat oradan.
Sanki Yüksek Toplum Kurulu üyeleri, mübarek!
Kimsen kimsin.
Altı üstü bir nefes, biraz da et biraz da nefissin.
Kim demiş evlenince böyle, boşanınca şöyle, doğurunca öyle…
Yok efendim yüreğimin baharına kış ne zaman gelir kim bile!
Yemişim basma kalıp fikirlerinizi.
On kez konuşup da yeniden aynı döngüde kaybolan basiretsizliğinizi.
Banane başkasının mutluluğundan!
Sanane başkasının çay takımından!
Kim nasıl mutluysa söylesin bir hayat oradan.
Kim demiş sevince böyle, sevmeyince şöyle, nefret edince öyle…
Yok efendim herkesin yarası da sevdası da kendine!
Amaaaann canım, milletin ayıplaması da, fısıldaması da, kıkırdaması da sanki çok da umurumda.
Açarım müziği son ses, sallarım ne var ne yok, bir sağa bir sola.
Detoneysem de kendi kulağıma değilsem de otur dinle silinsin kulağının pası da.
Hadi bak yoluna.
Ben soruyor muyum ona, buna, şuna?
Banane başkasının yatından, katından, 50 karatlık pırtlantasından!
Sanane başkasının makyajından, kalçasından, dolgusundan.
Kim nasıl mutluysa söylesin bir hayat oradan.
Kim demiş kadına böyle, erkeğe şöyle…
Yok efendim limitlerle zayıflatıp, tutsak etmek kimseyi kimseye!
Hadi herkes kendi işine.