Gaziantep Semalarında Pandemik Kaoslar

Sen normal, ben normal, peki kim bu anormal?

Evde oturma rahatlığına sahip insanların, çalışmak için dışarıya çıkmak zorunda olduğu insanlara, diline geleni saydığı zamanlardan geçtik de, bu insanları çalışmak için dışarıya çağıran sistemi eğrisiyle doğrusuyla ele almadı bu kimi dil sahipleri.

Cehaletine kurban olduklarımız ayrı!

Keyfinin kahyasıyla kul hakkına gire gire arşınladıkları sokaklarda, pandemiye madalyalı hizmet verdiler.

Sonra da öğüt!

Bu başka.

Fakat filmi başa sararsak eğer, ilk gün yapıldı en büyük hata.

Sanki hastalık sadece yaşlılara erişiyor da, kimliğe bakıp belli yaş altına uğramıyormuş gibi yapılan açıklamalarla, okumaktan çok duyduğunu uyduran bir kitlenin içinde bilgi karmaşası ve de uygulama kaoslarında, son dakika ikilemlerinde savrulup durduk bir sağa bir sola…

Üstüne, kilit vurulması gereken yerlere değil de, kademeli kademeli virüsle halay çekermiş gibi yasağın “pozitif” ayrımcılığında trajediye davetiye sunduk.

Kendilerini odaya ve yalıya kitleyen bol erzaklı patronların ve yöneticilerin döveninde, hijyenik olmayan kamplar kurduk.

Sonra da söylenip durduk.
Pusularda kudurduk.
Ben mahpus, sen seyyar.
Hak mı bu bana, yarı zamanlı gaddar?

O çıktı, bu çıktı, şu kaçtı bu göçtü, o sırada, bu sokakta, şu kebapta bu sahurda!

Millet geldi isyana, doğal olarak haykırdı, “yaz buna da…”
Adını çıkardılar ihbarcıya da, dönüp bakmadılar aynaya!

Kimileri sofrada, kimileri molada…
Geldi yasak son anda.
Yığın yığın daldı millet, elinde luppo, kolunda balcan.
Kimileri hazırdı, hemen kesti ferman.
Altından çıkınca başka bir dram, birilerine geldi farkındalık bir kaç gram! İzlerken güldüğümüz canlı yayından, utandık hep sonradan.

Maskeli maskesiz, sosyal mesafesiz, benim canım yanmaz gardaş coşkusuyla firari kimi aklı ehliyetsiz… bezdirdi gün ve gün, tüketti tek tek…ceza yese bile caymadı, zaten cüzdanı düm tek.

Başladı o anda felekten bir rekabet.
Ceza kesilenden çok, kesene eziyet.
Yokluğun hafifleten varlığında ceza yemek bir meziyet.
Tüm bu felaketlerde hayatta kalmak ise tamamen kısmet.
Tabi kısmete sırt çevirmemek gerek.
Beterin beteri vardır.
Haline şükretsin millet.

En büyük sorunumuz cehalet.
Ama cehaletin semti olmaz!
Önce bunu bir idrak et.

Kimileri sokak aralarında, kaldırım taşlarında, dar sofralarında verir davetiye, seslenir cehalet.

Kimileri markalı diyarlarında, zengin sofralarında, masa oyunlarında verir davetiye, seslenir cehalet.

İkisinin de mantığı aynı mantıksızlıktır, mahalle değişir, isimler değişir, konumlar değişir ama değişmez çürük zihniyet.

Çırpınır çırpınır sağlıkçısı aylardır evine hasret,
Gelir iki insan kılıklısı, yine aynı trajik hikâye, yine aynı kötü kara yürek.

Ne heves kalır ne iyi niyet…
hali hazırda emek veren tüm sağlıkçıların ve hasret çeken ailelerinin payına düşen bu insanlık dışı mağduriyet, öfke ve acı bırakır insanların içinde bir tek.

Pandemi kurulunda mikrofon verilmeyen tabipler odası seslenir oradan; Nerede bu pandemikçiler, bizim olmadığımız kurulda gezenler, sorularımız var cevap bekler…
Uyarması bizden, düşünmesi sizden, iş çıkacak raydan, bellidir baktığımız yerden, bir an önce alın, farkındalık yaratan sorularımız ile önlem.
Yoksa normallik olur sadece balondan bir söylem.
Anormalin kralı yoldadır, böyle gidersen.
Normalleşme etiketiyle kafanı ısrarla da kuma gömsen,
anlamak için bakman yeter, bu sadece basit bir denklem!

Sorun morun yok!
Sorunu sorun eden çok.
Sorunu yazmazsan sorun olmaz, unutma! Yazarsan sorun var olur, başını çevirirsen hemen yok olur.
Kimilerinin en sevdiği muamma budur!
Ama imajımız havada durur, şehrimizi güya korur…
İmaj en büyük tutkudur.
İçi olsa da kurtlu çukur.

Mamed sorar, Hösüyn küser.
“Ben yabancı mıyım, bana virüs bulaşmaz.”diye sitem eder.
Mahalleli hep birlikte hastaneye gider.
Mamedle Hösüyn’e tüm mahalle söver.
Trajikomik hikayeler diyarında, “Gıran giresice” bedduası, tarihi bir trajediye eşlik eder, “Gorona giresice” olarak Antepliceye girer.

Bu gidişle Gaziantep semalarında daha çok trajikomik hikâye bizi bekler…

Gaziantep Semalarında Pandemik Kaoslar” için 2 yorum

  1. Şu pandemik sıkıntılı zaman da bu denli yaşanan hastalık süreci ve yükselen hasta sayısı sadece ve sadece insanlarımızın cahilce davranışlarından ve virüs bana bulaşmaz mantığıyla gittikçe kötüleşmekte. Bir millet cahil olursa istediğin kadar önlem al nafile!!!

    Liked by 1 kişi

  2. Süreç boyunca çalışmak zorunda kalanlar hep eleştiri odağında oldu kimsede sormadı gelirin nedir kiracımısın diye bize bakması gerekenlere birde yokluğa mahkum edilen halktan destek istedi ölürsek ecel hayatta kalırsak yöneticilerin başarısı gibi bi algı oluşturuldu

    Liked by 1 kişi

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s