“Kendini beğenmese, çatlar ölür.” derler bizim buralarda…
Yaz babam yaz, konuş babam konuş, boy boy poz ver o yemede, bu içmede, şak şakçılarla bir bir cep telaşında, yeri gelir Kemalist, sosyalist, idealist, yeri gelir İslamcı, şeriatçı, edebiyatçı kimse bilmez başta ne olduğunu ama duruş göster dediğimiz zaman çıkar güç fırıldağı hesap düşkünü ulu orta, ortalık ise bir bakmışsın esen yel, kökü gömülü enseli kel dolu.
Yok bu, o kelli felli olanlardan değil, bildiğin dümdüz, apaçık, kendine ait düşünceleri olmayan, dımdızlak kişiliği oturmamış olanlardan.
Sesi gür çıkar kimi ortamlarda.
İyi bilir o, hangi ortamda ses verip, hangisinde kısacağını ses tellerini elbet, ama bilmediği bir şey var ki; herkes bilir aslında bunların ne kalite olduğunu ardından haykırır kimileri, edep yahu biraz edep!
İş bilmez! İş öğretir.
Yol bilmez! Yol gösterir.
Edep bilmez! Edep dersi verir.
Hak bilmez! Hak sözcüsü kesilir.
Varsa bildiğin bir iş, koy ortaya!
Gürültü yapma!
Reklam yapma!
Göz boyama!
Varsa bildiğin bir yol, göster insanlara!
Atar yapma!
Traş yapma!
Bakış atma!
Varda edebin, eyleminle kanıtla!
Boş atma!
Rezilliğe çanak tutma.
Bol keseden sallama!
Varsa hak bilirliğin, önce kendin yaşa!
Haksıza kol kanat olma.
Haklıya engel olma.
Haksızlığı savunma.
Sonra da başımıza memleket sevdalısı, hak savunucusu, üreten örnek insan edebiyatı yapma.
Eğer samimiysen gerçekten ortak paydada vatan millet aşkında;
Senden iyi olana, yol açmayı bil.
Koltuğuna yapışma.
Senden iyi olana, saygı duymayı öğren.
Engellemeye çalışma.
Senden daha faydalı olana, destek olmayı bil.
Hevesini kaçırma.
Senden daha layık olana, yer vermeyi bil.
Gurursuzluk yapma.
Varlığınla yer işgal etme.
Yokluğunla huzur bahşet.
Nitelik seviyesini yerle bir etme.
Kendini de millete daha fazla rezil etme.
Hiç olmazsa bir küçük sıfatlık yer kalsın ardından edilecek cümlelerde.
İçimizi şişirme.
Milleti bezdirme.
Bu insanlar ne egoistler gördü, hiçbirinin kalmadı tek bir izi bile.
Bari daha fazla beddua yeme.
Ah ettirme.
Sizin gibiler yüzünden memleketin içi zibil gibi niteliksizlerin çemberinde.
Yeter artık pişman ettirme.
Sen ve sen gibiler yüzünden tarihin her bir sayfası kapkara lekelenmekte.
Bu tasvire uyan çevrenizdeki herkese tepki vermek sizin elinizde.
Kötüye müsamaha ettikçe sonu gelmez, azar azar azar ve yayılır gittikçe.
Azan kötülüğe maruz kalınca, ağlamayacaksın yeri gelince.
Çünkü biri de sendin o kötüye müsaade edenlerin içinde.
Hadi şimdi söz sıra sende.
Kim olduğuna ve kim olmadığına karar vermek zor gibi görünse de basittir özünde.
Ya iyisindir ya kötü.
Ya haklısındır ya haksız.
Ya yanlısındır ya tarafsız.
Ya vicdanlısındır ya vicdansız.
Birileri bozuluyor diye doğru cümlelerimizi ahirete mi saklayalım yani?
Demez misiniz ne biçim müslümanız, ne biçim insanız, herkesin korkusu bir tek Allah ise, aynada bakacağı surat ise? Kulundan çekindik, senden çekinmedik diye…