Bir buruk yıl dönümü, “Yitik şehir Gaziantep”

Geçen yıl bugün aldım kalemi elime ve bıraktım düşüncelerimi kelimelere.

Doğduğum ve büyüdüğüm, yaşadığım ve çalıştığım, buram buram alışkın olduğum canım memleketime yani şehrime dair hüzünlerimi ve tespitlerimi paylaştım en yalın haliyle.

Adını koydum, “Yitik şehir, “Gaziantep” diye.

Ve telefonum kitlendi.
Maillerim, sosyal medya hesaplarımın mesaj kutuları doldu taştı.
İstanbul’dan, İzmir’den, Bodrum’dan, Ankara’dan, NewYork’tan, Bursa’dan, Mersin’den, Antalya’dan, Adana’dan…

Herkes çok şey dedi.
Eksiği var fazlası yok tespitlerinizin diye…

Garip bir sevinç ve umut dolu bir şaşkınlık vardı insanların sözlerinde.
Tabi kimileri burnunu kıvıra kıvıra katıldı fikirlerime…
Hoyratça tepki verdi az da olsa kimileri de. Lakin bu hoyratça tepki verenler kısa bir zaman sonra yazının savunduğu tüm fikirleri de, tek tek kendi düşünceleriymiş gibi savundu o da ayrı bir çelişkiydi ama özetlersek neticede, “Kral çıplak” demenin tatmin edici vurgusu düştü insanların diline.

Gelelim bugüne.
Bir farkındalık yarattı mı birilerine?
Bir haylice.

Bir yıldır yazılarımın kimlere dokunduğunu, kelimelerin ve ifadelerin de yardımıyla takip edebiliyorum rahatlıkla, görebiliyorum izlerini düşüncelerinde ve eylemlerinde.

Şehrimin daha iyi olması için hiçbir beklentim olmadan yazdığım ve emek verdiğim yazılarımda, yüreklerine ve yaralarına dokunabildiğim insanların bana sürekli yaptıkları geri dönüşlerin özetine göre, iyi niyetlerin boşa gitmediğini bir kez daha rahatlıkla diyebilirim sizlere.

Hissettiğim tek burukluk ise; Yazdıklarımda sonuna kadar haklı çıkarak, şehrimin pandemi sürecinde tüm ülkede anıldığı nokta ve bu şehrin önde gelen kimi insanlarının liyakat eksikliğinden kaynaklanan hatalarında ısrarcı olup, özeleştiri yapamayıp, dev aynasından bir türlü kopamamaları ve kimilerinin de dürüstçe eleştiri yapmamaları hâlâ.

Fakat belirtmek isterim ki; başka seçenekleri yok.
Ya yüzleşecekler ya da yüzsüzleşerek arkalarından dua değil, beddua okuyan bir kitle bırakarak gidecekler bu dünyadan.

Ben, karanlığa sadece kızmadım ve gücüm yettiğince bir mum yaktım.
Mumu olan başkalarını da buldum ve bulmaya devam ediyorum.

Herkes kendi seçiminden sorumludur!

Ancak insanlar unutmamalıdır ki; hayat çok kısa bir koridordur.
Bir kapıyı açar ve “Merhaba” dersin.
Ve bir bakmışsın ki, koridorun sonundaki kapının önündesin.
Gaflete düşmeden ve kapılmadan dünyevi nefis tuzaklarına ve iktidar hırslarına, hakkıyla varmak dileğiyle çıkış kapısına.

Zira hepimiz biliriz ki, kapı kapandı mı geri dönüş yoktur asla.

Herkese tekrar teşekkür ederim.

Saygılarımla.

Bir buruk yıl dönümü, “Yitik şehir Gaziantep”” için bir yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s